Sayfalar

4 Aralık 2013 Çarşamba

Boyband Tarihi-3

Boyband dönemi kapandı derken. Yeni bir boyband devrinin açılacağını bilemezdik tabii. İşte "2 büyük grup vardı onları taklit eden bi kaç tane daha oldu ve o dönem kapandı bitti" dedik.
Lakin normalde 1993 yılında kurulan fakat tam olarak 1997 yılında adını duyurmaya başlayan bir grup mevcuttu.
Take That ve Nkotb döneminin bitmesiyle yapımcıların kafasında şimşekler çakmaya başlamış. Ve yepyeni bir 5li ortaya çıkarmışlardır.


BACKSTREET BOYS
bu grup; boyband tarihini yeni baştan yazan, belki de en başarılı (kesinlikle en başarılı) boybandtir.
Lou Pearlman tarafından kurulan bu grup daha sonraları bu prodüktorle bayağı sorun yaşayacak ve ayrıca düşman grubun (N'sync) kurulması da bu adam sayesinde olacaktı.

Kurulmak için yanlış bir zamandı evet, bu piyasada hakim olan 2 büyük grup vardı zaten. Fakat o da ne ?
Şans bu gençlerin de yüzüne güldü ve tam olarak 1997 yılında boşalan koltuğun yerine oturdular.
İlk çıkışları Amerika'da pek ses getirmemişti. Avrupa'nın bağrına bastığı, listelerde ilk 10'dan inmeyen bu grup; kendi evinin bir türlü hakimi olamıyordu.
Aslında ilk albüm 1995 yılında çıkmıştı. Fakat amerikayı fethetmek büyük grup olduğun anlamına geldiği için ilk kuruluş yılları 1997 denilir. Çünkü tam 2 yıl boyunca amerikada listelere girememişlerdir.

1995 yılına gelelim önce...
2 yıl önce "Tell me that i dreaming" şarkısıyla ufak çapta da olsa adlarından bahsettirmeyi başarabilmiş fakat dikkat çekememişlerdir. Takvim 1995 yılını gösterdiğinde "We've Got it Going On" ile avrupada ciddi derecede şöhret kazanmışlardır.
Ancak bu, grup için yeterli değildi. 2 yıl Amerika listelerine giremeyen grup 1997 yılında "Everybody" single'ı ile Amerika'nın da gönlünü fethetmeyi başaracaktı.
Gidişat o kadar güzeldi ki Backstreet Boys 97 yılında çıkardığı Backstreet's Back albümüyle adeta uçuyordu. Neden mi ? Şöyle ki; albümün içinde birçok şarkı hit oldu. "Quit playing games", "As long as you love me" ve tabii ki "Everybody".
Daha önceki albümdeki hit "Get Down" u da unutmamak gerek.
Backstreet's Back albümü avrupa için 2.albüm, amerika için 1.albüm olduğundan. 1.albümdeki şarkılardan bazıları 2.albümde de bulunmaktaydı.
Backstreet Boys artık en şahşahalı dönemini yaşamaya başlıyordu.

97-2001 Yılları...
Bu yıllar BSB için yükselme devridir. İlk çıkışından (!) Greatest Hits (yani dağılma) sürecine kadar ivme hızla artmıştır. Albümler bir öncekinin başarısını katlamış ve bir grup için hatta bir ünlü için gelinebilecek en iyi noktaya gelmişlerdir. Albümler, singlelar başarı üstüne başarı getirirken ödüllerin de arkası kesilmiyordu.

Millennium
1999 yılında belki çoğunuz hatırlarsınız 2000 yılı için "milenyum" yılı deniyordu. Ve bu isim de birçok şarkıcı ve grup için albüm ve şarkı ismi olmuştu. Bunlardan biri de elbette ki Backstreet Boys'tur.
Lou Pearlman'ı hırsızlık gerekçesiyle dava eden grup "millennium" albümü ile şirketini değiştirmiş. Korn ve Limp Bizkit ile çalışna "The firm" ile çalışmaya başlamıştır.
Millennium albümü ile gerçekten zirvenin en tepesinde olan grup, dünya turneleri yaparak adını tüm dünyaya duyurmaya hatta asyayı da ele geçirmeye başlamıştır.
Çektikleri "I Want It That Way" klibi ile hayranlarına bir nevi teşekkür eden grup, bu albümle 1.13 milyon kopya satmıştı.

N'sync mi Backstreet Boys mu?
Backstreet Boys'un ardı ardası kesilmeyen klipleri ve albümleri aslında rakibi N'sync'le ortalığı kızıştırmak içindi. Lou Pearlman bir diğer grubu kurarak ortamı yeniden Take That-New Kids On The Block arenası haline getiriyodu. fakat bu sefer gladyatörler farklı ve bir öncekilerden daha iyiydiler.
Zira boyband dönemi için acemilik dönemi; Take That ve NKOTB iken.
Gelişme dönemi; BSB ve N'syncti.

N'sync nitekim BSB çakması bir gruptu. Bu bilinen biir gerçekti. Lou Pearlman ortalığı kızıştırmaktan başka birşey yapmamıştı. Halbuki iyi de olmuştu. Çünkü herkes susmuş bu iki gruba dikmişti gözünü.
N'sync'in de kendine göre bir tarzı olsa da daha çok Backstreet boys'un daha başarılı ve özgün olduğu söyleniyordu.
Fanlar ikiye ayrılmış, Nsync mi BSB mi ? diyorlardı.
BSB sevenin Nsync dinlemesi gibi birşey olamazdı. Yıldız savaşları gibi bir ortam hakimdi fan dünyasında da.
Bu savaştan kimin galip çıktığı belli olmasa da yine yıllar sonra dönüp bakıldığında Backstreet Boys'un bir adım daha önde olduğunu söyleyebiliriz.

Aksilikler...
Tabii ki bu kadar göz önünde olan bir grup için aksilik kaçınılmazdı. 1998 yılında Brian Littrell kalp ameliyatı oldu, Lou Pearlman dava edildi, şirket değiştirildi, AJ Mclean alkol bağımlılığı yüzünden terapiye başladı.
Ancak bunların hiçbiri başarılarına gölge düşüremedi.



Nihayet bir diğer albüm Black&Blue piyasaya çıkmıştı.
Bu albüm onlara 8 platin plak kazandırdı ve ayrıca 15 milyon kopya sattı.
Hitleri "Shape of my heart", "The Call"...

Black&Blue Turnesi
Nitekim bu dönem, BSB için hem en iyi hem de en kötü dönemdi. Çünkü çok iyi hazırladıkları şovlar ile dünya turnesinde gözleri kamaştırırken turne ekibinden birinin ölmesi ve AJ'in alkol sorunları gibi nedenlerden dolayı sıkıntılı zamanlardan geçiyorlardı. Bunun üzerine grup elemanları bir süre ara vermek niyetindeydiler.
Tamamlayamadıkları turneyi The Hits: Chapter One albümü ile telafi etmişler. Ve "drowning" klibini yayınlayarak piyasaya veda etmişlerdir.

Nick Carter Now or Never
Grup, veda eder etmez sevindirici bir haber grubun en küçük üyesi Nick Carter'dan gelmişti. Now or Never albümünü yayınlayan Carter, ayrıca House of Carters isimli reality show ile de ekranlardaydı.
Bu sırada Kevin Richardson Broadway müzikalinde rol almış ve AJ Mclean tam anlamıyla sağlığına kavuşmuştur.

Backstreet Boys için 1.bahar buydu. İkinci bahara önümüzdeki yazılarda değineceğim.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder